Bilgisayar ile İlk Tanışmam ve İlk web Sitem – #1
Bu yazımda sizlere bilgisayar ile ilk tanışmamı ve ilk web sitemi nasıl yaptığı biraz konuşma havasında anlatmayı amaçlıyorum. Şu an o günleri hatırladıkça yüzümde bir gülümseme beliriyor.
Sene 2013 üniversiteye hazırlanıyorum ancak her öğrencide olduğu gibi bir yorgunluk var üstümde. Bu yorgunluğun sebebi de ne yapacağımı bilememek, gelecek endişemdi sanırım. Sınava hazırlanıyorum ancak aklımda yazacağım bölüme dair bir fikir dahi yok. çok iyi bir puan yaparsam doktor olurum o olmazsa inşallah mühendis olurum diyorum. Mühendislik derken herhangi birisi işte. Özel bir hedef yok yani.
O dönem hem aileme yük olmamak hem de üniversiteye il dışına gidersem en azından ilk masrafımı çıkartmak için mahalledeki kırtasiyede çalışıyorum. Ve işte ilk bilgisayarla tanışmam orada oldu. Öncesinde tabiki bilgisayar klavyesine dokundum çok nadir de olsa internet kafeye gitmişliğim vardır ancak internet kafeye arkadaşlarımla gittiğimde oyunda hep ilk ölen olduğum için genelde izleyici oldum. Öncesindeki tanışıklığım bu yani.
Neyse uzun lafın kısası orada bilgisayarla içli dışlı olmaya başladım. Öğrencilerin ödevlerini araştırmak çıktı almak falan işte içli dışlı dediğim.
Dükkan sahibinin bilgisayar mühendisi bi arkadaşı vardı. Ayda bir iki kere dükkana uğrar birkaç saat oturur giderdi. O aralarda yaptığı işlerden web sitelerinden falan bahsederdi. Ben de dinlerdim tezgah arkasından. Böyle böyle aylar geçti sınav geldi geçti, sınav sonucum beklediğim gibi gelmedi ve bir sene daha çalışmak istedim. Tabi bu süreçte iş yerinde de çalışmaya devam ediyorum.
Bu süreçte bilgisayara olan ilgim de gittikçe artmaya devam etti. Dükkana uğrayan bilgisayar mühendisi abi ile de gel zaman git zaman samimi olduk ve ona da sorular sormaya başladım ben. Daha sonra kendisi bana bir haber sitesi olduğunu ve oraya yardımcı olmak isteyip istemediğimi sordu. Ben de gösterirsen neden olmasın diye balıklama atlamıştım. Çünkü bu bilgisayarla daha çok zaman geçireceğim demek oluyordu ve ben bundan çok zevk almaya başlamıştım.
4 ay kadar wordpress altyapıya sahip olan bu siteye kopyala yapıştır haber ekledim. Ama zamanla bununla yetinmeyip sitenin şurası şöyle olsa burası böyle olsa diye yorumlar yapmaya başladım. Bilgisayar mühendisi abi de benim yorumlarımı önemseyip dediklerimi yapıyordu. Ben de bunları nasıl yaptığını merak edip yanımda yaparken falan dikkatlice izleyip anlamaya çalışıyordum ancak karmaşık kodlardan başka bir şey anlayamıyordum.
Sonra bana bir gün “Madem bilgisayarı bu kadar seviyorsun bana bir web sitesi lazım sen yapabilir misin?” dedi. Ben de daha önce hiç yapmadığı söyledim ama uğraşırım dedim. Bana tamam dedi ve gerekli bilgileri sana atacağım diye ekledi. Ben o günden sonra dükkandan baya geç vakitte çıkmaya başladım hatta bazen kepengi içeriden kilitleyip sabahladığım bile oluyordu.
O zamanlar ilk bulduğum kaynaklar wordpress idi ancak o zaman benim için çok karmaşıktı. Daha basit olduğunu düşündüğüm için dreamweaver ile bir şeyler yapamaya çalışıyordum. Sürekli bilgisayar başında olmadığım için evde de çalışmak istediğimden internetten konu ile ilgili kitaplar araştırıyordum. O dönem dreamweaver ile ilgili bulabildiğim belki de tek kitap Yavuz Gümüştepe’nin kodlab yayıncılık aracılığı ile bastırdığı dreamweaver kitabıydı. İçinizde Konya’yı bilenler varsa tüm kitapların satıldığı merkezde bir yer var adı rampalı çarşı olarak geçiyor. Oraya giderek kitabı aradım ancak bulamadım. En son bir kitapçı sipariş verebileceğini söyledi. Ben de tamam diyerek ödemesini yaptım ve 3 gün sonra gelip teslim almamı söyledi.
Üç gün sonra gittiğimde henüz gelmediğini ve ertesi gün gelmemi söyledi ve bu süreç sanırım 10 gün kadar bu şekilde sürdü. Bu arada ev ile çalıştığım yer birbirine çok yakın ancak bu çarşı dediğim yer yürüyerek 1 saate yakın sürüyor. Toplu taşıma da o zaman için direkt olarak yok. Araç değiştirerek de gitmeyi bilmiyorum. Bazen dükkandaki bisiklet ile bazen de yürüyerek gidip geldim kitapçıya. Hatta bir ara kitapçının beni dolandırdığını bile düşünmüştüm 🙂 . Ama en sonunda kitabıma kavuştum. İlk kitabımdı ve gerçekten elime aldığımda çok sevinmiştim. Yolda yürürken bile içindekiler tablosunu ezberlemiştim.
Birkaç hafta içinde dreamweaver ı baya çözmüştüm. Tabi tüm her şey statikti. Ama o zaman statik ne dinamik ne bilmiyorum. Sonra bilgisayar mühendisi abiye bir şeyler yaptığımı ama nasıl yayınlayacağımı bilmediğimi söyledim. Bunun üzerine bana kullanıcı adı şifre ve bir domain adresi gönderdi. İnternette günlerce bunları ne yapmam gerektiğini araştırıp durdum. Ftp programları ile bir türlü bağlanmayı başaramıyordum. Sürekli olarak hata alıyordum. Belki de o sıralar beni en çok zorlayan olay buydu. Çünkü ne yapsam olmuyordu ve bu bana gelen bilgilerin ne işe yaradığını da bilmiyordum.
İkinci bölümde neden yapamadığımı okuduğunuzda sanırım siz de benim şimdi güldüğüm gibi güleceksiniz 🙂